Kilo vermek hem zor hem kolay, belki 2-3 gün aç kalırsınız ya da kendinizce kalorili besinleri yemezsiniz veya kişiye özel olmayan popüler diyetleri yaparsınız, 1 hafta sonra tartıya çıktığınızda 1-2 kg zayıflamış olursunuz. Ama verdiğiniz kilo yağ mı? su mu? bilemezsiniz ve sonraki hafta bir de bakarsınız ki o 2 kilo; 3 kilo olarak geri gelmiş. Aç kalarak vücudunuza verdiğiniz zarar da cabası olur. Aç kalarak ya da yanlış diyetler yaparak; sindirim rahatsızlıkları, kabızlık, baş ağrısı, regl düzensizliği, saç dökülmesi, şeker düzensizliği, tansiyon, tiroid, kalsiyum, demir, çinko eksiklikleri, hatta kalp hastalığı, böbrek hastalıkları gibi birçok sağlık sorunuyla karşı karşıya kalabilirsiniz.

Peki çözüm nedir?

Kolay uygulanabilecek 6 beslenme prensibi ile yaşamınızın kalitesini arttırabilir.

1-Kompleks karbonhidratlarla proteinleri birlikte tüketin…

Sofranızda tam tahıl ekmeklere kompleks karbonhidratlara yeterli miktarda yer vermeniz ve bu kompleks karbonhidratların yanında ızgara veya fırında pişmiş yağsız et, tavuk, hindi veya balık gibi protein kaynakları tüketmeniz sadece kilonuzu korumanıza yardımcı olmaz, kan şekeri ve kan kolesterolü üzerinde de sağlar.

2-Yeterli su tüketimine özen gösterin… 

Susamadan su içme alışkanlığı geliştirmeli ve günde en az 8 su bardağı su içmelisiniz. Ancak bu şekilde vücudunuzda gerçekleşen hücre içi ve hücre dışı faaliyetlerin düzenli olarak devam etmesini sağlayabilirsiniz. Vücudunuza kaybettiği kadar suyu geri vermediğinizde, baş ağrıları, halsizlik, yorgunluk ve konsantrasyon bozuklukları peşinizi bırakmayacaktır.

3- Beslenmenizde denge sağlayın… 

Sağlıklı bir yaşama merhaba demenin yolu, beslenme tarzınızda temel besin gruplarına yer vermektir. Tek tip beslenme birçok sağlık sorunu ile tanışmanıza neden olabilir. Bu nedenle sofranızın renkli olmasını sağlamalısınız. Biz buna 4 yapraklı yonca modeli süt ürünleri), kırmızı-kahverengilere (et çeşitleri), beyaz-sarı-kahverengilere (tahıl ürünleri) ve gök kuşağına (sebze ve meyveler) kadar tüm renkler sofranızda olmalı.

Prensip 4: Kan şekeri dengenizi düzenleyin… 

Kan şekeri dengenizi korumakta güçlük çekmeniz; iştah artışı ile birlikte kilo almanıza neden olmakla kalmayabilir, aynı zamanda günlük performansınızda azalmalara yol açabilir. Bu nedenle vücudu belirli aralıklarla beslemek önemlidir. Aç kalmadan beslenin ve öğün sayınız üçten fazla olsun. En ideali gün içerisinde 4–5 saatten uzun süre aç kalmamaktır.

Prensip 5: Kahvaltı etme alışkanlığı kazanın… 

Gece boyunca yavaşlayan metabolizmanızı hızlandırmanın en temel yolu olan kahvaltı aslında güzel geçecek bir gününde ilk habercisidir. Sizde kahvaltı etmeyi alışkanlık haline getirerek, sağlığınıza katkıda bulunabilirsiniz. Prensip 6: Yemek yemeye zaman ayırın… 

Günümüzde en değerli kaynak zaman olduğu için kendimizden zamanı esirger hale geldik. Sürekli ayaküstü atıştırmalar hem sağlıksız beslenmenize hem de kilo almanıza yol açabilir. Bu olumsuzluklara başlamadan dur demek için kendinize yemek yemek için vakit ayırın ve öğünlerinizi en az 20 dakikada bitirme alışkanlığı kazanın.

Diyetime harfiyen uyuyorum. Egzersizlerimi aksatmadan yapıyorum. Bir dönem kilo verdikten sonra kilo kaybım durdu. Bu durumu ortadan kaldırmak için ne yapmalıyım?” 

Siz, kilo verme sürecine girdiğinizde almaya alışık olduğunuz kalori miktarını düşürüyorsunuz. Başlarda güzel kilo kaybediyorsunuz. Ancak bir süre sonra, vücudunuz bu durum karşısında endişelenmeye başlıyor.

Metabolizmayı yavaşlatarak kilo kaybının önüne geçmeye çalışıyor. Yani siz ona az besin verdiğinizde, kilo kaybı yerine, bununla kendini idare edebilmek için daha az yemeğe adapte oluyor.

Dolayısıyla ilk haftalarda kaybedilen üçer beşer kilolar üçüncü beşinci haftalarda durabiliyor. Bu duruma ‘Plato Etkisi’ diyoruz. Bir diğer ifadeyle bir yerden sonra kilo vermenin durması.

Vücut plato etkilerini hissederken, siz kilo kaybedemiyorsunuz. Endişeler başlıyor, motivasyon düşüyor, kabulleniş artıyor, eski alışkanlıklara geri dönülüyor. 

Kilo kaybının durmaması için peki ne yapılmalı ? Vücudun kendini korumaya aldığını hissettiğinizde şaşırtarak kilo vermenin durmasını önleyebilirsiniz. Örneğin;yemek saatlerinizi değiştirebilirsiniz, bir süre proteini yüksek bir beslenme izleyip ardından kompleks karbonhidratın daha çok olduğu bir beslenme şekli izlenerek sürekli kilo kaybını sağlayabilirsiniz.Tabiki bu süreci kendiniz değil bir uzman gözetiminde yapmalısınız. 

Bir diğer kilo verme sürecinize çelme takan neden de reaktif hipoglisemi olabilir. Ülkemizde her 3 kişiden birinde olan; ama kimsenin bilmediği bir sağlık problemidir. Eğer yemek yedikten sonra uyuklama hali, halsizlik, titreme, çarpıntı, açlık hissi, sinirlilik, öfke nöbetleri, huzursuzluk gibi semptomlar görülüyorsa, özellikle şekerli bir yiyecek veya içecek içtikten sonra belirtiler düzeliyorsa, kilo almaya da meyiliniz varsa, sizde Reaktif Hipoglisemi olabilirsiniz. 

“Beslenme programınız parmak iziniz gibidir, sadece SİZE özeldir.” 

Yazı Tarihi 2017-07-12

Denizli

adres

Telefon:

Fakss:

E-posta:

Haritada Göster

 

İzmit / Kocaeli

adres

Telefon:

Fakss:

E-posta:

Haritada Göster

 

Edirne

adres

Telefon:

Fakss:

E-posta:

Haritada Göster